Belek Kıyılarında Ada ile Unutulmaz Bir Akşam

Belek, Antalya’nın en sakin ve lüks tatil bölgelerinden biri. Gündüzleri altın kumsalları, golf sahaları ve çam ormanlarıyla insanı büyülerken, akşamları bambaşka bir huzur ve çekicilik sunuyor. İşte böyle bir akşamda, Ada ile tanıştım. Ada, Belek’in kıyılarında dolaşan, kurgusal bir karakterdi. Onunla geçirdiğim uzun ve unutulmaz bir akşam, bu ilçeyi benim için bir tatil yerinden çok daha fazlasına çevirdi ve Belek’in sadece bir destinasyon değil, bir his olduğunu anlamamı sağladı.

Her şey bir yaz akşamı başladı. Belek’e kısa bir tatil için gelmiştim. Gündüzleri sahilde güneşlenmiş, doğa yürüyüşleri yapmış ve ilçenin dingin havasını solumuştum. Ancak güneş batarken, içimde bir keşif isteği uyandı; Belek’in akşam atmosferini yaşamak istiyordum. Hafif bir şal alıp dışarı çıktım. Kıyılar, dalgaların usul sesiyle huzurlu bir sahne sunuyordu; çam ağaçlarından gelen esinti, denizin kokusuyla birleşiyordu. Sahil boyunca yürürken, Ada’yı fark ettim. Yeşil bir pareo belinde, elinde küçük bir deniz kabuğuyla kuma oturmuştu. Sanki Belek’in kıyıları onunla tamamlanıyordu.

“Deniz kabuğu neyi anlatıyor?” diye sordum, yanına yaklaşırken. Ada başını çevirdi ve gülümseyerek, “Belki bir sırrı, belki de bir anıyı,” dedi. Sesinde hem bir sakinlik hem de bir gizem vardı. “Ben Ada,” diye ekledi ve bana elini uzattı. Elini sıkarken, onunla geçireceğim saatlerin özel olacağını hissettim. Ada, Belek’te escort olarak biliniyordu, ama bu tanım onun ruhunu yansıtmazdı. O, bu ilçenin kıyılarına huzur ve enerji katan, insanlara hem rehberlik hem de sihirli bir deneyim sunan biriydi.

“Belek’i bir rüya gibi yaşamak ister misin?” diye sordu. “Evet, ama kalabalıktan uzak,” dedim. Ada gözlerini parlatıp, “O zaman doğru yerdesin,” diyerek beni yanına çağırdı. Böylece unutulmaz bir akşam serüvenine adım attık. İlk olarak, Belek’in kıyılarında yürüdük. Ada, bana kıyıların hikayesini anlattı. “Burası eskiden balıkçıların ve gezginlerin dinlendiği bir yermiş,” dedi. “Akşamları tekneler kıyıya yanaşır, ateşler yakılır, hikayeler paylaşılırmış. Şimdi ise o hikayeler dalgalarda saklı.” Onun anlatımı, denizin sesini bir rüyaya dönüştürüyordu.

Yürüyüşümüz sırasında, Ada bana Belek’in akşam cazibesinden bahsetti. “Bu ilçenin enerjisi kıyılarda saklı,” dedi. “İnsanlar buraya gelir; bazıları huzur arar, bazıları bir anı biriktirmek ister. Ben ise onların akşamlarına bir sihir katıyorum.” Bu sözleri, onun neden bu kadar özel olduğunu açıklıyordu. Ada, sadece bir escort değil, Belek’in kıyılarına hayat veren bir ruhtu. Onunla geçirdiğim her an, bu ilçenin başka bir yönünü açığa vuruyordu.

Bir süre sonra, kıyıdan ayrılıp Belek’in çam ormanlarına yakın bir patikaya girdik. Ada, “Burası ilçenin gizli bahçesi,” dedi ve beni bir çam ağacının altına götürdü. Ağaçların gölgeleri, akşam ışıklarıyla dans ediyordu; dalgalar uzaktan bir melodi gibi geliyordu. “Sence insanlar neden böyle yerlere gelir?” diye sordu. “Belki doğayla buluşmak için,” dedim. Ada başını salladı ve “Evet, ama bazen de bir rüyanın peşinden gitmek için,” diye ekledi. Bu sözüyle, o anın büyüsünü hissettirdi. Ada’nın yanında, Belek’in serin akşamı bile sıcacık ve huzurlu geliyordu.

Gece ilerledikçe, Ada beni Belek’in az bilinen köşelerine götürdü. Bir ara, sahilin gizli bir koyuna vardık. “Burası benim huzur köşem,” dedi ve beni kuma oturttu. Dalgalar, kayalara usulca çarpıyor; ay ışığı, denize bir yol çiziyordu. “Kıyılar sana ne anlatır?” diye sordu. “Sanırım dinginliği,” dedim. Ada gülümsedi ve “Bana ise bir sırrı,” dedi. Onun bu cevabı, o anın sihrini artırdı. Ada, çantasından çıkardığı deniz kabuğunu bana verdi ve “Dinle, Belek’in hikayesini anlatıyor,” dedi. Kabuktan gelen uğultu, bir masal gibiydi.

Yolculuğumuz devam ederken, Ada’nın enerjisi beni büyülemeye devam ediyordu. Bir süre sonra, Belek’in sahil tepelerinden birine vardık. Buradan, kumsallar, ormanlar ve deniz birleşip göz alıcı bir manzara sunuyordu. “Belek’in ruhu burada saklı,” dedi Ada ve yanımda durup manzarayı izledi. “Akşamları buradan bakarsan, her dalganın bir anı taşıdığını hissedersin.” Haklıydı; manzara, Belek’in cazibesini yansıtıyordu. Ada, “Burada neyi arıyorsun?” diye sordu. “Sanırım bir mola,” dedim. Ada, “O zaman bir rüyanın içindesin,” dedi ve çantasından çıkardığı küçük bir termosla nane limon ikram etti. İçeceklerimizi yudumlarken, bana bir hikaye anlattı: “Eskiden bu kıyıda bir balıkçı yaşarmış. Her akşam denize bakar, ailesini beklermiş. Bir gün dalgalarda kaybolmuş, ama bazıları onun sesini hala duyduklarını söyler.” Hikaye, Ada’nın anlatımıyla canlandı.

Gece boyunca, Ada ile Belek’in her köşesini keşfettik. Bir ara, eski bir balıkçı yoluna vardık. “Burası bir zamanlar çok hareketliymiş,” dedi. “Akşamları balıkçılar toplanır, ağlarını onarır, kahkahalar atarmış.” Yol şimdi sessizdi, ama Ada’nın hayal gücüyle doldu. “Şurada bir kaptan oturur, burada ise bir çocuk dalgaları izlermiş,” dedi. Onun anlatımı, yolu bir rüya sahnesine çevirdi. Bir süre yürüdük ve Ada, bana Belek’te en çok neyi sevdiğini sordu. “Sanırım kıyılarını,” dedim. Ada, “Ben de insanlarını seviyorum. Onların hayalleri, bu kıyıları unutulmaz kılıyor,” dedi.

Son durağımız, sahilin çam ağaçlarıyla çevrili bir köşesi oldu. Ada, “Burası Belek’in gizli sonu,” dedi ve beni kuma oturttu. Dalgalar, geceye bir ninni söylüyordu; çam kokusu, havayı dolduruyordu. “Belek’in sırrı nedir sence?” diye sordum. Ada, “Kıyılarla akşamın birleşimi,” dedi. “Burada her şey bir rüya gibi.” Onun bu cevabı, Belek’e olan tutkusunu yansıtıyordu. Bir süre sessizce oturduk; Ada, deniz kabuğunu kuma koydu ve dalgaların ona dokunmasını izledi. “Hayat da böyle değil mi?” dedi. “Bazen geliyor, bazen gidiyor.” Bu düşünceli yanı, beni etkiledi.

Veda vakti geldiğinde, Ada bana son bir şey söyledi: “Belek’e bir daha gelirsen, kıyıda beni ara. Belki yine bir akşamı paylaşırız.” Gülümsedim ve “Kesinlikle,” dedim. Ada, yeşil pareosunu düzeltip sahilde kaybolurken, ben onunla geçirdiğim unutulmaz akşamı düşündüm. O, Belek’in kıyılarında bir rehber, bir dost, bir rüyaydı.

Belek kıyılarında Ada ile geçirdiğim o uzun ve sihirli akşam, bana bu ilçenin sadece bir tatil yeri değil, bir huzur ve enerji alanı olduğunu öğretti. Eğer bir gün Belek’e yolunuz düşerse, kıyıda yeşil bir pareo arayın. Belki Ada da size eşlik eder ve unutulmaz bir akşam boyunca hikayeler anlatır.